Özel Beyaz Bireysel Gelişim ve Aile Danışma Merkezi - 0212 231 6112 / 0532 201 4180

 

   

      Ergenlik döneminde hem fiziksel hem de ruhsal olarak pek çok değişim yaşayan ergen için çoğu zaman halen beraber yaşadığı anne babasıyla ilişkisinin değişmesi oldukça sarsıcı olur. Çocukluğun kapısından çıkıp yetişkinliğe küçük adımlarla ilerlemeye çalışan ergenler, ancak ebeveynleriyle çatışarak birey olma yolunda ilerler ve yetişkinliğin kapısını çalabilirler. Bu çatışmalar kendini farklı konularda ve şekillerde gösterse de, genellikle altyazıları aynıdır. Özel hayatıyla ilgili saygı bekleyen ve kuralları kendi isteklerine göre esnetmek isteyen bir ergenin, ebeveynlerinin bu zamana kadar sunduğu “güvenli alandan” çıkıp kendilerinin yaratıcısı olduğu “yeni bir alana” geçmek istediğini okumak çok mümkün. Bu “yeni alan” hem çok ihtiyaç duyulan hem de çok korkutucu bir süreci kapsar. Dolayısıyla, geçiş sürecinde ergenin pek çok kez “güvenli alana” gerileyerek ebeveynlerinden duygusal ihtiyaçlarını karşılamalarını beklediğini görürüz. Dahası, yeni ortamlar, yeni ilişkiler, yeni girişimler ve bilinmezlikler ergeni yeniden güven arama hissine yönlendirir. Bu size kocaman ergeninizin bir zamanlar iki yaşında bir çocukken ve henüz yeni yeni yürümeyi, konuşmayı öğrenmişken bir iki adım atıp sizin yanınıza geri dönmesini, sonra biraz daha ilerleyip yeniden geri dönüp belki de bir bakışla sizin tarafınızdan rahatlatılmaya ihtiyaç duymasını hatırlatıyor mu?

     

      Anlaşıldığı üzere, çocukların ilk kez iki yaş civarında başlayan ayrışma-bireyselleşme dönemi uzun yıllar sonra ergenlikte ikinci kez karşımıza çıkıyor. Ergenin ilk ayrışma-bireyselleşme dönemini nasıl deneyimlediği, ebeveynlerinin bu dönemdeki tutumları, ergenlik dönemindeki ayrışma-bireyselleşme döneminin de çoğu zaman belirleyicisi olur. Bazı ebeveynler ilk dönemde bebeklerinin kendilerinden ayrılmasını, yürüyebilecek ve konuşabilecek bir gelişimsel seviyeye ulaşmış olmasını, git gide varlıklarına duyulan ihtiyacın azalacak olmasını kaygı ile karşılayabilir ve çocuk yeni deneyimler yaşamak istediğinde, etrafını keşfetmek istediğinde gönderdiği bilinçdışı mesajlar yüzünden buna rahatça izin veremez. Bazen kaygılı ebeveynlerin duygusu daha çok “öfkeye” dönüşebilir ve çocukların dünyayı merak etme arzusunu ve keşfetme deneyimlerini içten içe korkutucu bulduklarından çok da desteklemez ve gerektiği zaman, çocuklar ihtiyaç duyduklarında geri dönüp baktıklarında orada olmayabilir veya küsebilirler.

  

     Ebeveynin kendi çocukluğundan gelen ayrılma ve ayrışmayla ilgili meseleleri, çocuklar ayrışarak büyüme hızı aldığında su yüzüne çıkmaktadır. Önemli olan, kendi ihtiyaçlarımızı bir kenara koyup, ergenin bireyselleşme ihtiyacını bir reddedilme gibi algılamadan saygıyla karşılamak ve gerekli koşulları sağlamak. Bu gerekli koşullardan belki de ergenin en çok ihtiyaç duyduğu başarısız olduğunda, düştüğünde, bocaladığında ebeveyninin her zaman onun için orada olduğunu bilmek ve gerekli desteği alabilmek; başarılı ve kendinden emin adımlarla bir birey olmaya yaklaşırken de onu desteklemeye hep devam eden, onunla gurur duyan ebeveynlerinin olmasıdır. İki ileri, bir geri… Tam da böyle yürünecek bu ergenlik denilen ve sonu yetişkinliğe çıkan yol. Ebeveyn olarak sabrınızı korumak, bazı sınırları net çizerken (örneğin güvenliği için gerekli önlemler içeren ve eve giriş çıkış saati gibi ev düzeniyle ilgili genel kurallar) bazı sınırları da ergenin fikrini alarak ve esneterek çizmek (odasının düzeni, ödev yapma saati), birlikte keyifli zaman paylaşımları yaratmak, onu tipik bir ergen olarak görmek veya başkalarıyla kıyaslamak yerine sizin “biricik ergeniniz” olarak duygularını ve düşüncelerini merakla anlamaya çalışmak,  aşırı tepkisellik (bağırmak, azarlamak, dalga geçmek) ve aşırı rahatlıktan (umursamamak) kaçınmak, zaman zaman onun seviyesine inip (karşılıklı ve rahat bir iletişim kurmak için) yerine uygun olarak da ebeveyn konumunu koruyabilmek (aksi takdirde sizi ve belirlediğiniz kuralları sayması çok zor), iyi bir rol model olmaya çalışmak ve onu olduğu gibi kabul ederek koşulsuz sevmek!

 

     Ergenliğini olabildiğince iyi bir şekilde yönetmeye çalışan çocuğunuz için sizin tutumlarınızın ne kadar önemli olduğunu akılda bulundurarak hareket etmenizde fayda var. Çatışmalar iyi bir şekilde ele alınamazsa, ergen kendini keşfetmek için ihtiyacı olan alanı bulamazsa, ebeveynlerinin desteğini hissedemezse çözülmemiş ergenlik bavuluyla beraber yetişkinliğin kapısından içeri girer. Seyahat sonrası açılması ertelenen bavuldaki giysiler gibi ergenliğe ait çözülmemiş meseleler de yetişkinlikte işlevselliği bozacak şekilde iç dünyayı meşgul eder. Bu sebeple, ergenlik döneminde yaşanan çatışmaların nedenini ve sonucunun önemini anlamak ebeveynlerin bu çatışmaları ele alış biçimlerini iyileştirecek ve ergeni anlamayı kolaylaştıracaktır.